"Bir Aileyi Göz Göre Göre Kaybettik..."
"İhmalkârlığın Faturasını Bir Aile Ödedi"

İzzet Kucur
izzetkucur@gmail.com -İstanbul Fatih’te, 12 Kasım 2025'te bir aile, göz göre göre hayatını kaybetti. Almanya’dan gelen Servet ve Çiğdem Böcek çifti, 6 yaşındaki Kadir Muhammet ve 3 yaşındaki Masal ile birlikte İstanbul’da geçirdikleri tatilin, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda kalıcı bir yıkıma dönüşeceğini kimse tahmin edemezdi. Mide bulantısı ve kusma şikâyetleriyle hastaneye kaldırıldılar. Küçük Kadir ve Masal, acil müdahalelere rağmen hayata tutunamadı. Anne Çiğdem Böcek de aynı şekilde yaşamını yitirdi, baba ise entübe edildi.
Denetim Eksiklikleri: Göz Yuman İhmaller
Bu kadar acı verici bir kaybın gerisinde, basit bir ihmalkârlık değil, yıllardır süregelen bir sistemsel eksiklik yatıyor. Gıda güvenliği denetimleri, artık rutin bir formaliteye dönüşmüş durumda. Oysaki, gıda güvenliği, yalnızca bir sağlık sorunu değil; hayatta kalmak için temel bir hak. Ancak otellerde, restoranlarda, gıda üretim yerlerinde uygulanan denetimlerin yetersizliği, bu tür trajik olayların yaşanmasına neden oluyor. Sağlık Bakanlığı'nın ve yerel yönetimlerin bu konuda daha fazla önlem alması gerektiği açıkken, bir aileyi kaybetmek, çok geç bir farkındalıkla karşılaşmak anlamına geliyor.

Bir Acının Ardında Kayıtsızlık ve Umursamazlık Var
Fatih’te yaşanan bu olay, sadece bir ailenin hayatını çalmadı; aynı zamanda hepimizin sorumluluklarını bir kez daha gözler önüne serdi. Yetersiz denetimler ve umursamaz bir yaklaşım, sadece kurallara uymayan işletmelerin değil, tüm toplumun güvenliğini tehlikeye atıyor. Bu trajedi, sadece kaybedilen bir aileyi değil, toplumun vicdanını da kaybetmesine yol açtı.
Turizm ve Halk Sağlığı: Kayıtsızlığın Bedeli
İstanbul, her yıl milyonlarca turisti ağırlayan bir metropol. Ancak burada, yerli halktan turistlere kadar herkes, yetersiz gıda güvenliği denetimlerinin kurbanı olabilir. Bir turistin gıda zehirlenmesinin, sadece bir sağlık sorunu olmanın ötesinde, şehre olan güveni sarsan ve ekonomiye zarar veren bir etki yarattığı gerçeği, göz ardı ediliyor. Gıda güvenliğine gereken ciddiyet gösterilmediği sürece, ne turistler ne de yerel halk güvende olabilir.
“Herkesin Sorunu, Herkesin Sorumluluğu”
Bir aile, göz göre göre kayboldu. Bu olay, neden önlenmedi? Gıda güvenliği sadece bir yasal zorunluluk değil; bir insanlık meselesi. Eğer bizler, sadece kurallar ve cezalarla değil, vicdanlarımızla da bu konuda sorumluluk almazsak, bir daha böyle acılarla karşılaşmamız kaçınılmaz olacak.
İstanbul’daki bu trajik olay, gıda güvenliğinin ne kadar hayati bir konu olduğunu, denetimlerin ne kadar acil bir şekilde güçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bir daha kayıplar yaşanmadan, harekete geçilmesi gereken bir noktadayız. Çünkü bu sadece bir aileyi kaybetmek değil, toplum olarak kaybetmek demek.